Sessiz Zehir: Plastikler Beynimizi Ele Geçiriyor

Her gün soluduğumuz hava, içtiğimiz su, yediğimiz yemek… Hepsinin içinde plastik var. Ve biz, her gün fark etmeden beynimizi plastikle besliyoruz. Evet, yanlış duymadınız. Bilim insanları, artık sadece okyanuslarda değil, insan beyninde de plastik parçacıklar buluyor. Mikroskobik ama ölümcül… Soluduğumuz havayla ciğerlerimize, kan dolaşımımızla beynimize kadar ulaşıyor. Beyin bariyerini geçiyor. Sinir hücrelerimize yapışıyor. Yavaş yavaş… Sessizce…

Peki bu ne demek?

Bu; unutkanlık demek. Kaygı bozukluğu demek. Sebepsiz öfke, ani duygusal dalgalanmalar, kronik yorgunluk, tükenmişlik hissi demek. Belki de son yıllarda toplumda artan psikolojik rahatsızlıkların arkasında yatan görünmeyen düşman: plastik.
Sadece doğayı değil, zihinlerimizi de kirletiyor. Beynimizin elektriğini bozuyor, kimyasını değiştiriyor, sinirlerimizi susturuyor.

Ve en acısı ne biliyor musunuz?
Bu bir seçim değil. Çünkü plastik artık her yerde. Marketten aldığın yoğurt kabında, çocuğuna verdiğin pipette, hızlıca ısıttığın mikrodalga yemeğinde, hatta havada. Her nefes aldığında burnundan içeri giriyor. Bu parçacıklar, ne mideyle sindiriliyor ne de akciğerden atılıyor. Vücutta kalıyor. Birikiyor. Son durağı ise beynimiz oluyor.

Artık mesele “çevre kirliliği” olmaktan çıktı. Bu bir zihin kirliliği. Ruh sağlığımız tehlikede.

Ne Yapabiliriz?
🌿Plastik su şişelerini bırakın. Cam ya da paslanmaz çelik kullanın. Çünkü plastik şişeler sıcakta mikroplastiği suya salıyor. O suyu içiyorsunuz.
🌿Hazır yiyeceklerden, mikrodalga kaplarından, ambalajlı plastikten uzak durun. Isı ile temas eden plastik, daha fazla zehir salıyor.
🌿Evlerinizde hava temizleyici cihazlar bulundurun. Çünkü ev tozlarının içinde bile mikroplastik var.
🌿Günlük hayatınızda plastikten kaçının. Çatal, tabak, bardak, poşet… Her şeyin doğa dostu bir alternatifi var.
🌿Ve en önemlisi: Farkındalık yaratın. Çocuğunuza, arkadaşınıza, komşunuza anlatın. Çünkü bu mesele artık bireysel değil. Bu, kolektif bir hayatta kalma mücadelesi.

Unutmayın, doğayı kirlettiğimiz kadar zihnimizi de kirletiyoruz. Ve plastik, sadece deniz kuşlarını öldürmüyor; bizi de yavaş yavaş tüketiyor.

Belki bir gün…
Bir çocuğun iç dünyası, bir annenin sabrı, bir yaşlının hafızası…
Plastikle şekillenmiş bir beyinle sonsuza dek kaybolacak.

Şimdi değilse ne zaman?

“Karmanın Kuantum Çatlağı”

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.